İçinde bulunduğumuz modern zamanlarda, insan ömrünün giderek uzadığı bir gerçek. Yaşlılıkta geçen sürenin de arttığı gözönünde bulundurulursa, daha kaliteli bir ömür geçirmek, yaşlılık döneminde bir dizi hastalıkla boğuşup eve kapanmak yerine sosyal hayata devam edebilmek için bir dizi çareler aranır oldu. Dans Terapisi de bu yöntemlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Dans terapisi hakkında bilgi aldığımız Afrocubanos Dans Kursu Yöneticisi Sait Emir, sağlıklı yaşlanma sürecinde egzersizin çok önemli bir yere sahip olduğunu belirterek, “Avrupa’da son yıllarda dans terapisi trend haline geldi. Türkiye’de de yeni yeni yaygınlaşıyor. Bu terapi şekliyle, psikolojik, sosyal ve fiziksel açıdan bireylerin daha sağlıklı yaşamaları ve kaliteli bir ömür geçirmeleri mümkün. Özellikle yaşlıların dansla birlikte egzersiz yapmalarının pozitif katkılar sağladığı ortada. Depresyona girmelerinin önü kesilmiş oluyor. Kendilerini daha sağlıklı ve mutlu hissediyorlar. Böylelikle psikolojik kökenli rahatsızlıklardan da arınmış oluyorlar. Daha güçlü ve kuvvetli bir kas sistemine sahip oluyorlar, daha az düşme riskleri oluyor ve dengeleri artıyor. Böylece hem onların fiziksel yapıları güçlenmiş, hem de psikososyal açıdan desteklenmiş oluyorlar. Bu amaçla düşündüğümüzde dans terapisi bir taşla birçok kuşu vurmuş ve yaşlıların daha sağlıklı, eğlenceli ve daha katılımcı olmasını sağlıyor. En önemlisi de yalnızlık hissini engelliyor. Yaşama daha olumlu ve daha katılımcı olmalarını sağlıyor.” dedi.
Sait Emir Ayrıca, “Avrupa’da dans kulüplerinin çok yaygın olduğunu bizzat yerinde inceleme fırsatım oldu. Bu konuda çalışan yaşlılık uzmanları ve fizyoterapistler, yaşlıları dans kulüpleri ve kurslarına yönlendiriyorlar. Dansta kullanılan figürler de ihtiyaca uygun olarak seçiliyor. Elbette belirli bir yaşın üstünde hip-hop gibi zorlayıcı bir dansın verilmesi beklenemez. Sabir bir tempoda, fizik tedavi hareketlerine benzer hareketlerle hem kaslar ve eklemler çalıştırılıyor, hem de katılımcılar deşarj olarak, hayata daha pozitif bakmaları sağlanıyor.”dedi. .
