Tango köken olarak Arjantin’e aittir. Görsel olarak kadın ve erkeğin arasında aşkı anlatıyor gibi görünse de, içerisinde çok büyük hüzünler ve acılar barındırır. 1800’lü yıllarda yoksul Arjantin halkının acı, umut ve sevinçlerini taşıyan Tango Dansı, 1900’lü yıllardan itibaren Avrupa’ya, oradan da bütün dünyaya yayıldı. Özellikle Paris’te düzenlenen şovların, Tango’nun bütün Dünya’ya tanıtımında büyük etkisi bulunmaktadır. Tango Dans Kursu
Türkiye’de ise Tango, Cumhuriyet döneminde kendine kalıcı bir yer edindi. Başlarda önyargı nedeniyle pek rağbet görmese de, Necip Celal, Fehmi Ege ve Necdet Koyutürk gibi ünlü bestecilerin sayesinde hak ettiği ilgiyi görmeye başladı.
Akordeon, keman gibi enstrümanlarla beraber yumuşak sert diye tabir edilen hareketler, göze hoş gelen bir stili doğurmuştur. Tango, belirgin ve sert ritimlerde ve eşli olarak yapılır. Aslında Tango’nun tam olarak kesinleşmiş kuralları yoktur. Eğitmenin insiyatifinde şekillendirilebilir, daha sonra öğrenciler de yaptıkları dansa kendi stillerini katabilirler. Tango tamamen hareket ezberleme yeteneğine bağlı bir dans türüdür. Yani özel bir yetenek gerektirmez diyebiliriz. Hangi yaş grubundan olursa olsun bireyler eğer kendilerine öğretilen hareketleri doğru sırada ve doğru zamanda yapmayı başarabiliyorlarsa, Tango Dans Kursu için gayet ideal bir yapıları olduğunu söyleyebiliriz.
Elbette bütün dans türlerinde olduğu gibi Tango’nun da fiziksel ve zihinsel pek çok faydası bulunmakta. Var olan vücut koordinasyonunuzu geliştirmekle başlayan Tango, çiftlerin arasındaki duygusal bağı güçlendirmede de etkili rol oynamaktadır. Ayrıca Tango ile uğraşan bireylerin bir süre sonra sokağa çıktıklarında yürüyüşlerinin bile değiştiğini, özgüvenlerinin güçlendiğini gözlemekteyiz. .
